Bu albümde oldukça modern bir sound var, elekronik öğeler hakim. Rock’tan elekronik müziğe kayış var… Tarzınızı tam olarak nasıl
tanımlıyorsunuz? Pop, Rock, Elektronik, Alternatif...
Alternatif pop deniyor buna. Electronik-pop'da diyebiliriz.
Ekibimi tamamen yeniledim demişsiniz, her albümde değişik bir ekiple mi yola devam edeceksiniz? Kimlerle çalıştınız ?
Her albümle değişik bir ekip diye bir şey söz konusu değil. Doğru kişilerle yola çıkmak önemli. Şu an her şey herkesle gayet yerinde.
Çekilen ilk klip ve bazı şarkılara bakınca seks kokan bir albüm. Erkek hayranlarınızdan ilgisi daha mı çok arttı? Devamı gelecek mi?
Çok seks koktuğunu düşünmüyorum aslında. Klipte öyle seksapallik çok fazla yok. Benim görüşüm tabii ki bu. Dışarıdan farklı gözüküyor da
olabilir. Bir iki şarkıda cinsel içerikli gönderme var tabii ki. Onlarda hayatın tuzu biberi. Erkekler daha çok dinlesin diye
yapılan bir şey de yok. Zaten ilginç olan bayanların daha istekli olması :)
Sarışınlara genelde “Aptal seksi” imajı yakıştırılır… Size de ön yargıyla yakla- şanlar oldu mu?
İnsanların ön yargılarını yıkmak kolay değildir ama bugüne kadar hiç böyle bir tepki ya da hisle karşılaşmadım. Bu kişilerin yaptıkları işle
ve hayatta ne şekilde durdukları ile alakalı. Sarışınların da aptal olduğunu düşünmem. Bu bir latife belki sarışınlık konusunda ama hiç mi etrafımızda esmer aptal yok. Bunun rengi olmaz tıpkı seksin renginin olmadığı gibi.
Müziğin cüretkar kadını ve “Sex On the Beat” Sözler sizin yanılmıyorsam, her hangi bir yaz aşkı mı? Yoksa hikayesi farklı mı… Paylaşır
mısnınız?
Yok yaz aşkıyla ilgisi yok. Zaten şarkı eğlenmek üzerine kurulu bir şarkı. Yapacak çok daha güzel şeyler varken neden savaşlarla,
çıkarlarla uğraşılır bu parça bunları sorguladığım bir dönemde ortaya çıkan eğlenceli bir şarkı.
Cüretkar bayan olarak sınırlarınız var mıdır, çılgın mısınız çok? Hayatınızda yaptığınız en büyük çılgınlık nedir?
Cüretkar olduğum söyleniyor hatta türkiye'de böyle bir yakıştırma da var üzerimde. Bu aslında bana gurur verir. Evet tabii ki herkes
gibi sınırlarım da vardır, sınırları zorladığım da olmuştur. Ama bu hayatta yaptığım en büyük çılgınlığı söylersem işte o çılgınlık
olur gerçekten:)
Sevdiğim arkadaşıma “Naber şıllık” derim demişsiniz. Argoyu severmisiniz ya da Charles Bukovski’nin romanları… Aslında o kadar çok kelime var ki dilimize yerleşen.. bu argo mudur o bile tartışılır. Şıllık aşırı boyanmış, süslü kadın demektir
biliyorsunuz. Bunun neresi argo olabilir ki :) tabii ki ben de çok yakın arkadaşlarımla eğlenip rahat rahat konuşurum. Bunu yapmayan
mı var? Çok da eğlenceli.. bukowski romanlarına gelince o ayrı bir kategori incelenmesi gereken belki de. Bukowski cinselliği kullanırdı
romanlarında, tum romanlarını okudum, severim, ama en begendiğim yazar diyemem.
Herkes sizi ilk Teoman’ın vokalisti olarak tanıdı, ardından albümleriniz geldi… Ekşi sözlük’te Teoman’a fark atacak birisi yazmışlar… Sizin için dişi Teoman diyebilir miyiz?
Herkes istediğini söyleyebilir. Ama Teoman ile bir benzerliğimiz yok ki. Çok sevdiğim bir arkadaşım ve imrendiğim bir müzisyendir
fakat tarzlarımız da farklı yaptıklarımız da. Birileri birilerine mutlaka benzetiliyor zaten. Son zamanlarda bu albümle beraber Lady
Gaga yap- tılar beni. Öncesinde Türkiye'nin pink'i derlerdi. Hiçbir bağlantı da kuramıyorum sarı- şın olmak dışında. O halde tüm
kadınlar Marilyn Monroe olmalı bu teze göre.
Cem Adrian’la “Anladım” adlı şarkıya yaptığınız düet oldukça başarılıydı. Cem çok farklı bir ses, onunla çalışmak nasıl duygu?
Yeni düetler olacak mı?
Güzel ve kolay oldu Cem ile çalışmak. O ne istediğni biliyordu ben ne yapmam gerektiğini. Her ikimiz de yaptığımız şeyleri tekrarlamayı
sevmiyoruz o nedenle gelecekte yeni bir düet olur mu onun cevabını veremeyiz.
Türkiye sizi ilk “İstanbul” şarkısıyla ve klibiyle tanıdı. Bundan böyle ağırlık İngilizce şarkılara mı kayacak?
Ben yıllardır ingilizce şarkı söylemek istiyordum fakat öncesinde prodüktörlerim ve plak şirketim buna izin vermiyordu. Sürekli türkiye'nin
buna hazır olmadığı söyleniyordu. Halbuki ben hariç bir çok kişi ingilizce şarkılar yaptı. Daha fazla dayanamadım ve bu albümü kendi
başıma çıkardım. İngilizce şarkı yazmak da söylemek de teknik olarak çok kolay ve keyifli. Yurt dışı için bir albüm yapacağım. Bir parça
rüzgarın önüne geçmek bunun için.
İlk olaak bu albümü kabul ettirmek gerek sonrası kolay. |
|
“Stil Zengini”nde Şevket Çoruh ile Ve Yasin’in düeti var… Birlikte neleri ti’ye aldınız?
Hayatı, kendi yaşadıklarımızı, yaşananları. Bilirsiniz ki eleştiri her zaman karşı tarafa yapılır. en rahat gördüğümüz odur çünkü. Bana kalsa
bu “ti”ye almayı biraz abartabilirdim.
“Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece” şarkısını rock tarzda cover yapmıştınız. Bu albümde de Fatih Erdemci’nin “Ben Ölmeden Önce” şarkısını
cover yaptınız… Bu şarkıyı yeni kıldığınıza inanıyor musunuz? Nasıl ikna ettiniz.. Aslında çok zor olacağını düşünüyordum. Çünkü bu şarkıyı benden önce Fatih Erdemci'den isteyen çok müzisyen olmuş. Fakat sanatçılar
hisleriyle yaşayan kişilerdir. Karşılıklı çok pozitif bir görüşmenin ardından sadece şarkıyı almakla kalmadım Fatih erdemci ile düet
bile yaptım şarkıda:)
Hem söz yazıyorsunuz, beste yapıyorsunuz üstüne birde yapımcılık eklendi. Hepsine nasıl yetişiyorsunuz.
Başka sanatçılara da albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
İnanılmaz yorucu bir süreçti ama o kadar çok ara vermişim ki enerjim buna yetiyor. İşin çok da keyifli güçlü bir yanı var. Tamamen “ben”
olan bir şey çıkıyor ortaya. Kendinizi istediğiniz ve olduğunuz gibi sunabilmeyi sağlıyor bu. O keyifte tüm yorgunlukları olumsuzlukları
bir çırpıda siliveriyor. Başka sanatçılara da prodüktörlük yapmak isterim. Son zamanlarda bu da var kafamda fakat önce “say what you
want”ın promosyon dönemenin bitmesi gerek.
|
Pamela deyince aklıma hep pozitif ve hiper aktif birisi geliyor… Ruhunuzda bilmediğimiz gel-gitler oluyor mu zaman zaman?
Olmaz mı :) olmasa nasıl müzik yapabilirim, sahneye çıkabilirim ki. Bildiğim tek gerçek var ki hiçbir sanatçı fazla normal olamaz.
Sanatçılar genelde uçuk, kaçık insanlar… Sizce sanatçı topluma örnek kişi olmalı mı?
Kimsenin kimseye örnek olmak gibi bir zorunluluğu yok anne babası değilseniz. Kişiler doğar, eğitim alır, büyür. Herkes kendi kendini
geliştirir. Nasıl, kime örnek olabilirim ki.. benim doğrularım bir başkasının yanlışı olabilir. Bu da çok vahim bir sorun çıkartır
ortaya. Herkes kendi için yaşıyor, kimse sırtında bir kambur taşımak istemez.
Tarkan gibi sizde yurt dışına açılmayı düşünüyor musunuz?
Herkes yurt dışına açılmayı ister. Bu konuda dürüst olalım. Yurt dışına açılmaktan kasıt nedir o pek bilinmiyor ülkemizde. Bizim yurt
dışına açılmaktan anladığımız Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde konser vermek. Amerika ve İngilterede herkesin tanıdığı bir sanatçı
olmak başka bişey. Cünkü dünya müziğini ve populerliği bu iki ülke tayin ediyor ne yazık kı. Evet, en tanınır sanatçımız Tarkan, ama bugün
amerikalı bir arkadaşıma sorayım tanımaz. Tarkan ya da bir başkası tek başına ne yapabilir ki? Avrupa ya da Amerika'da olduğu gibi kültür
-turizm Bakanlığı ne kadar bütçe ayırıyor sanatçılar için. Ne şekilde destekliyor. Bunların konuşulması gerek öncelikle.
|
|